VEDAT KAN


VE BİR 8 MART DAHA…

.


 

Aslında yazmak şart mıdır bilemedim. Sadece lafta kalan, bir şarkı nakaratı gibi ağızdan çıkan ve hiçbir özellik taşımayan cümlelerin tekrar edilmesi ne derece samimi, ne derece doğru olur o da tartışılır. Evet, hiç kimse sınanmadığı suçun masumu değildir ama içlerinde gerçekten cadı olanları da var ama bazen sırf onlardan uzak kalmak için insanın kendisini bile öldüresi geliyor ama…

İnanın onlar olmadan BİZ diyemiyoruz. Onlar olmadan biz SEVEMİYORUZ. Onlar olmadan biz ÜREMİYORUZ. Onlar olmadan biz DOYAMIYORUZ. Onlar olmadan biz GÖREMİYORUZ. Onlar olmadan biz TADAMIYORUZ. Onlar olmadan, onlar olmadan, onlar olmadan biz YAŞAMIYORUZ…

Bir erkeğin hayatında şayet bir kadın yok ise o erkek hiçbir zaman erkek değildir, olamaz da. Çünkü erkek bir kadın ile doğar, bir kadın ile büyür, bir kadın ile yaşar ve yine bir kadın ile bu sefer sessiz sedasız çıkar gider, ölür. O yüzden erkeklerin çoğu eşi için duada bulunur iken “Rabbim benim ömrümden alıp sana versin” der. O yüzdendir ki çoğu erkek bir kadının ardından muhakkak bir damla gözyaşı dökmüştür. O yüzden çoğu erkek bir kadın için ah çekmiştir.

Gerçi onlar bu sıralar akılları başlarında değil, “eşitlik te eşitlik” deyip dururlar ama bilmezler ki hiç bir kadın ile erkek eşit olabilir mi?

Olabilir mi? ay ile güneş aynı kefede, aynı mizanda. Olabilir mi?

Âlemlerin tek sahibi olan Rabbimizin cenneti ayaklarının altına serdiği ve erkek için “sana benim emanetimdir” diye emir buyurduğu. Ana dediğimiz, yar dediğimiz, can dediğimiz, canan dediğimiz ve bırakın yanında iken, en küçük bir ayrılığında bile nefes alamadığımız bir varlık ile eşit olmak ne demek. Onlar bir erkekten her daim öndedir, her daim üstündür, her daim kutsaldır. Aksini ispata lüzum bile yoktur, çünkü ayağının altında cennet olan başka bir canlı var ise getirin ona hürmet gösterelim.

Onlar ki bir erkeğin dünya üzerinde yaptığı her işi yapabilmekte, onlar ki bir erkeğin sahip olabileceği her türlü bilgi ve becerinin daha fazlasına ulaşabilmekte, onlar ki bir erkeğin erkek olmasına vesile olabilmekte iken bir erkek sadece onların ardından gidebilir, onların emrine itaat edebilir.  İşte meydan buyurun. Çocuk doğurma özelliği olanlar bir adım öne çıksın…

Kadına sevda çekerken, kadına muhabbet duyarken, kadını özlerken, kadını yaşarken, kadına doyamazken, kadını severken, kadını hissederken öldürmek niye?  Zarar vermek niye? İncitmek niye?

Delikanlıca çıksın bir bana şunu tarif etsin; kızının, karısının, sevdasının veya anasının, bacısının bir erkek tarafından tekmelendiğini, bakınız sadece tekmelendiğini gören bir erkek ne yapar?

O zaman sizin tekme attığınız, hakaret ettiğiniz, darp edip ve hatta hatta emanete hıyanet edip canına kast ettiğiniz kadın başka birinin kızı değil mi?

Bırakın 8 Martı falan. Ayağının altında cennet olana can kurban olsun.

Rabbimizin emaneti başımızın tacı olsun,

Her gün bize 8 Mart olsun.