Murat tomris


Neden Dernekleşme?

.


Dernek kurma hürriyeti, Anayasamızın 33. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Bu maddeye göre, herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Dernekler temel olarak Türk Medeni Kanununun 56-100. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Ayrıca 5253 sayılı Dernekler Kanunu mevcuttur. Bu Kanuna göre,
“Dernek: Kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, en az yedi gerçek veya tüzel kişinin, bilgi ve çalışm alarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarını ifade eder”(madde 2) Kanunun 4. maddesi uyarınca, her derneğin bir tüzüğü bulunur. Dernek Tüzüğü, derneğin faaliyet, yönetim ve denetimi ile ilgili hususl arı içerir.
Yukarıdaki hukuki dayanaklardan sonra, neden dernekleştiğimizi soru-cevap şeklinde açıklayalım.
1)Dernekleşme ile toplumda daha etkin hale gelinir mi?
Evet, kişilerin tek başına yaptığı beyanlar toplumda yer bulmaz, ya da etkili olmaz. Kişi birliklerini ifade eden dernekler adına yapılan faaliyet ve açıklamalara ise daha çok değer verilir. Bir başka anlatımla dernek vasıtası ile daha güçlü bir birliktelik sağlanır.
Örneğin bir inşaat mühendisi veya avukatın tek başına yaptığı açıklamanın etkisi ile bir baro başkanı veya inşaat mühendisleri odası başkanının yaptığı açıklamanın etkisi bir değildir. Aynı şekilde bir parti altında örgütlenmiş milletvekillerinin gücü ile bağımsız milletvekilinin gücü de bir değildir. O nedenle ne kadar büyük örgütlenilirse, o derecede etkinlik kazanılır.
2)Dernek olmadan İMZA ATAMAZMIYIZ ?
Dernekleşme ile dernek çatısı altında hak ve fiil ehliyetine sahip olunmaktadır. Tüm dernek üyelerine faydalı olacak şekilde faaliyette bulunulabilmekte, sözleşmeler imzalanabilmektedir. Örneğin derneğin düzenleyeceği etkinlikler için iş adamları, diğer sivil toplum örgütleri veya kişiler ile sponsorluk sözleşmesi yaparak bu etkinliklerin mali külfetinin azaltması veya ortadan kaldırılması mümkündür. Oysa, dernekleşme olmadan fiili birlikteliklerin, birliktelik adına kurumsal firmalarla bu türlü sözleşme yapma hakları bulunmamaktadır.
Motosiklet birlikteliğinin sembolü olan amblemin marka tescili yapılmak istenildiğinde, bu tescil ancak belli bir kişi adına yapılabilir. O kişinin insiyatifinde kullanılacak amblem, hukuken o topluluğun tamamına mal olmaz. Kişi onu başkalarına izin almaksızın devredebilir, satabilir, kişinin borcundan dolayı üzerine haciz konabilir, ölümü ile mirasçıları amblem üzerinde hak ileri sürebilir. Oysa, motosiklet birlikteliği dernekleşerek, amblemini dernek üzerine tescil ettirdiğinde, o derneğin mevcut üyeleri ve ileride üye olacak kişilerinin sembolü haline gelir ve yukarıdaki sakıncalar ortadan kalkar.
Tüzel kişiliğin olmadığı durum, hukuki olarak bir anlam ifade etmemektedir. Bir başka anlatımla hukuki anlamda bir birliktelik söz konusu değildir. Sadece fiili bir birliktelik vardır. Ancak bu fiili durum hukuken koruma altında değildir. Örneğin, BCC olarak bir sözleşme imzalanamaz, fiili bir işlem ve sözleşmenin sonuçlarına, sadece o sözleşmeyi imzalayanlar muhatap olurlar. Sonuç olarak dernekleşme ile hukuki varlık ve temsil yeteneği kazanılmaktadır.
3-Dernekleşme üyelere ne gibi bir yarar sağlar?
Kurumsal bir kimlik altında yapılan ve kamu denetimine tabi faaliyetler, bu faaliyetlere katılan ve katkıda bulunanlara da güven vermektedir.
4-Dernekleşmenin hiç mi olumsuz yönü yok?
Dernekleşmenin tek olumsuz yönünün, dernek üyelerine ek maliyet gelmesi olduğu ileri sürülebilir. Şöyle ki, derneklerin tutmak zorunda oldukları defterler, vermek zorunda oldukları beyannameler, özellikle gelir ve giderlerine dair beyanlar, yapmak zorunda oldukları toplantılar ve toplantılara çağrılar, organların seçim işlemleri ve bunların bildirimleri, yazışmaların yapılması vs.
işlemlerin profesyonel bir şekilde takibi, dolayısıyla da bunu sağlamak üzere görevlendirilecek kişinin mali külfetine katlanılması gerekmektedir. Fakat, bu maliyet, dernek üyelerinin belli bir sayıya ulaşması ile görmezden gelinebilecek nitelik alacaktır. Kaldı ki, şu anki yapılanmada üyelerimizden aidat toplanmamaktadır.
5-Derneklerin Emniyet birimleri tarafından denetime tabi tutulması veya polis gözetiminde
bulundurulması rahatsızlık vermiyor mu?
Önceki Dernekler Kanunu genelde örgütlenme özgürlüğüne, özelde ise dernek kurma hakkına bir güvenlik sorunu olarak yaklaştığı için, devlet ile sivil toplum kuruluşları arasında derin bir güven bunalımına yol açmıştır.
En son kabul edilen Dernekler Kanunu ile Avrupa Birliğine aday ülke olarak dernek kurma ve üyelik konusundaki kısıtlamalar azaltılmış, dernek faaliyetlerine serbestlik sağlanmış ve derneklere uygulanan yaptırımlar ile bürokrasi azaltılmıştır. Dernekler Kanunu 19 ve 20. maddelerinde gerekli görülen hallerde, derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermedikleri, defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıkları konusunda kolluk kuvveti mensuplarının (emniyet makamlarının)
görevlendirilemeyeceği; İçişleri Bakanlığı ve mülki idare amirlerinin ise, mesai saatleri dışında denetim yapamayacağı; bu denetimlerin en az yirmidört saat önce derneklere bildirileceği; hakim kararı olmadıkça, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda mülki idare amirinin yazılı emri bulunmadıkça, kolluk kuvvetlerinin, dernek ve eklentilerine giremeyeceği; arama yapamayacağı ve buradaki eşyaya el koyamayacağı hüküm altına alınmıştır. Sonuç olarak kolluk kuvvetlerinin (emniyet mensuplarının) dernekler üzerindeki yetkisi kısıtlanmıştır.
6-Dernek aidat topladığı zaman, aidat ödeyenlerin hesap sorması, bu paralar nereye gidiyor demesi rahatsızlık vermeyecek mi?
Böyle bir hesap sorma, saygı çerçevesinde gerçekleştiği sürece hiçbir sorun doğmayacaktır. Dernek yönetimleri genel kurullarında üyelerine hesap vermekte, denetim organlarınca da denetime tabi tutulmaktadırlar. Dernekleşme, gelir ve harcamaların kayıt altına alınarak, tüm üyelerine hesap verilmesini sağlamaktadır. Şeffaf olmayan veya olamayan yönetimler tasfiye edilmeye mahkumdur.
Derneğin yönetimi, gelir ve giderlerinin belli kişiler elinde toplanması, kişilere bağlı bir topluluk oluşması anlamına gelir. O kişi veya kişilerin ayrılması ile fiili topluluk da sona erer. Oysa dernekleşme ile kazanılan kurumsal kimlik, üyelerinin katkılarına dayandığından, yöneticilerin ayrılması derneğin de son bulması anlamına gelmez.
Kuruluş ve gelişme aşamasında Derneğin önemli bir yükünün bazı kişiler üzerinde olması normaldir. Fakat zamanla, Kurumsal kimlik oturacak ve yoğun olarak özveride bulunacak kişilerin sayısı artacaktır.
7-Dernekler ticari, iktisadi, sosyal faaliyette bulunabilir mi?
Dernek işletme sahibi olabilir. Lokal açabilir. Derneklerin, tüzüklerinde gösterilen amaçları gerçekleştirmek üzere, eğitim ve öğretim faaliyetleri için yurt, pansiyon; üyeleri için lokal açmaları ve lokallerinde alkollü içki kullanılması ile bu tesislerin işletilmesi mülki idare amirinden izin almalarına bağlıdır. Bu tesislerin açılması, işletilmesi ve kapatılmasına ilişkin esas ve usuller yönetmelikte düzenlenir (Dernekler Kanunun m 26).
8-Dernekleşme olmadan
Federasyona üye olunamaz mı?
Evet, Türk Medeni Kanunu m 96 uyarınca, federasyonlar, kuruluş amaçları aynı olan en az beş derneğin, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle kurulacağından, dernekleşmemiş birlikteliklerin federasyon oluşturmaları mümkün değildir. Ayrıca, kuruluş amaçları aynı olan en az üç federasyonun, amaçlarını gerçekleştirmek üzere üye sıfatıyla bir araya gelmeleri suretiyle konfederasyonlar kurulabilmektedir.
9-Dernekleşme ile bağış almak daha kolaylaşır mı?
Dernekleşme, o derneğin amaçları konusundaki faaliyetler bakımından üçüncü kişiler veya dernek üyelerinin yapacağı bağışlar bakımından güvence sağlar. Dernekleşmenin olmadığı durumlarda fiili birlikteliğin daha iyi bir duruma gelmesi için yapılacak bağışın kime verileceği ve
akıbeti konusunda tedirginlik yaşanacaktır. Örneğin dernek merkezi olarak kullanılabilecek bir dükkan veya bürosunu veya herhangi bir taşınmazını derneğe bağışlamak isteyen kişi, bu malın dernek mülkiyetinde kalacağını, özel amaçlar için kullanılmayacağını veya elden
çıkarılmayacağını garanti altına alarak rahatlıkla tasarrufta bulunabilir. Fiili birliktelik durumunda ise, hukuki bir varlığın bulunmaması nedeniyle, bağışlama konusunda isteksiz olunacaktır. Görüldüğü üzere dernekleşmenin faydaları sayılamayacak kadar çoktur. Türkiye çapında bu şekilde derneklerin sayılarının artarak, ileride bir TÜRKİYE KURYELER Federasyonu kurulması derneğimizin amaçlarından biridir. Böylelikle uluslararası alanlarda da sesimizi duyurabilir ve daha büyük başarılara imza atabiliriz.