VEDAT KAN


NE BEKLİYORDUNUZ Kİ?

.


   Yeni bir takvim yılının sonuna daha geldik. Geçen günler içerisinde,  geçen saatler içerisinde kaybettiğimiz o kadar çok şey var ki. Aklın almayacağı, mantığın almayacağı, fizik kanunlarının dahi açıklama hususunda altından kalkamayacağı o kadar çok pisliğimiz var ki, bazılarını anlatmaya niyetlenirken dahi midemin bulantısını engelleyemedim. Bütün bunları yapan biz insanlarız ve işlenen her suçun faili olarak ta sözüm ona şeytanı gösteririz. Şeytana uymak başka şey, şeytanlık yapmak başka şey.  Aslına bakılırsa şeytan bize çırak dahi olamaz ya neyse…

                Haberleri izliyorum, spiker bas bas bağırıyor “benim memleketimde bugün bir kadın yakılarak öldürüldü” tekrar ederek, üstüne basa basa tekrar ederek.

                Aynı spiker, bir çöp konteynırını gösterip içerisinde çöp poşetine sarılmış yeni doğmuş bir bebeğin soğuktan morarmış halini gözümüzün içine sokuyor.

                Hasta doktorunu bıçaklamaya kalkıyor. Sırf uyarıda bulundu diye genç kızın biri devletin polisine hakaret edip, efelenip yetmezmiş gibi sözüm ona arkasında bulunan bir dangalağa güvenerek devleti tehdit ederek şov yapıp “gel beni buradan al” diye telefonda ahkâm kesiyor. Genç bir kardeşimiz annesini bıçakla rehin alıp bana para bulun yoksa keserim deyip evini ateşe veriyor. Bir başkası kendisinden boşanmak isteyen eşine erkeklik edip bıçakla boğazını kestikten sonra aynı erkeklik gereği ardına bile bakmadan kaçıyor, bir başkası tanımadığı birinin evine girip altınlarını ve parasını aldıktan sonra öldürüp yetmezmiş gibi cesedi yakarak kaçmaya çalışıyor, bir başkası tecavüz ettiği çocuğu parçalara ayırıp ormana gömüyor, bir başkası sırf üç kuruş fazla para kazanacağım diye zehirle suyu karıştırıp içki diye piyasaya sürüyor. Bir başkası, bir başkası, bir başkası…

                İnsan annesine babasına zarar verir mi? çocuğuna zarar verir mi? kardeşine zarar verir mi? eşine – sevdiğine zarar verir mi? arkadaşına-dostuna zarar verir mi? Verir; hem de en alasından zarar verir. İnsana da zarar verir,  hayvana da, nebatata da.

                Yeni bir takvim yılının daha sonuna geldik. İnsanlığımızdan çok şey kaybettik, kaybettirildik. Bitmedi, bitmeyecek ve hatta daha da fazla olarak devam edecek.  İçimizde yetiştirdiğimiz şeytan nefsini doyurana kadar bize her türlü pisliği yaptıracak, öyle görünüyor.  Uslanmadan, utanmadan.

                Yeni bir takvim yılının daha sonuna geldik. İnsanlığımızın kendisini kaybettik. Önce kendimizi düşündük, kendi arzularımızı. Kendi hatalarımız önemsizdi ama bir başkasının en küçük hatası kıyamet sebebi oldu gözümüzde. Kendi kazancımızı düşündük, helaline haramına bakmadan. Daha çok, daha çok, daha çok olsun istedik ve bu uğurda her şeyi mubah saydık. Alın terini inkâr ettik, hak yedik, tartıyı da kefeyi de kaldırıp attık.  Kendimize fetva verip, kendimizce din uydurduk menfaat uğruna. Din adamlarımızın dahi ses çıkarmaz oldu korkularından, ibadet yerlerinde sadece menfaate dayalı söylemler ve kendilerine yardım toplamak amaçlı birliktelikler oldu. Okullarda tarihler katledildi, sahte kahramanlar yaratıldı, ideoloji hâkim kılındı ders programlarına.  Aile kavramı, sosyal ve sanal silahlar ile katledilerek sadece tüketmeye ve nefis için nefes almaya dayalı bir düzen getirildi. Sonuç ortada… Çöpe atılan bebekler, boğazına kendi öz çocuğu tarafından bıçak dayanan anneler,  sırf sevmiyor diye katledilen kadınlar. Öte yandan birileri çıkıp yürüyüş yapıyor “ib…liğime dokunamazsın…” Sonrasında 2020 yılı felaket yılı oldu. Ne bekliyordunuz ALLAH aşkına, gökten zembille altın yağmasını mı? Şu anda nefes aldığımıza, şu anda bir şeyleri düzeltme şansımızın olduğuna şükretmek ve harekete geçmek varken, ne bekliyoruz ki? 2021 i güzelleştirmek inanın elimizde. Çok şey istemez sevgi ve saygı yeterli. İnanın yeterli…  Yoksa 2021 de, 20 gibi olacak; NE BEKLİYORDUNUZ Kİ?