Televizyonlar 24 saat yayın yapıyorlar! Yapıyorlar ama; ‘bazıları, bazen ‘ zehir de saçıyorlar!
Bazı yayın ve anonslar; bence ,hasta haklarını ihlal ediyor!
Sayın Sağlık Bakanı, Sağl. Bakanlığı yetkilileri, Bilim Kurulu üyeleri ve uzmanları konuşuyorlar ve ya konuşturuluyorlar…
Çok güzel bilgiler verip öğretiyorlar. Diğer yetkililer de emir ve talimatları duyuruyorlar…
Ama, bunların dışında konuşturulanlar, hoş olmayan söylemler de söylüyorlar ve çirkin görüntüler de az değil…[Dünya sağlık Örgütü Direktörü de, yakınıp aynı şeyleri söyledi.]
Bilgi kirliliği almış başını gidiyor. Ayrıca Tıbben yanlış ve yanıltıcı söz ve yorumlar bayağı can sıkıyor!
Sağlık Bakanı ve yetkilileri, bilim kurulu üyeleri, bu hastalığın uzmanları her gün bilgiler veriyorlar.
Diğer önem arz eden haberleri; diğer Bakanlar ve yetkililer veriyor… Bu hastalık hususunda bilgi, illerden verilecekse; Sayın Valilerimiz, Sağlık Müdürlerimiz ve ya yetkilendirilen Başhekimlerimiz versin.
Herkes konuşuyor, konuşturuluyor…(Haberciler, spikerler programcılar…) İlgisi alakası olmayan şeyler konuşuluyor ve anons ediliyor. Acayip, ürpertici, acı ve hoş olmayan şeyler konuşulup görüntüler gösteriliyor!
Bu olumsuz yayın ve görüntülerden; Milletin korkarak, dikkat edip korunacaklarını ve salgının yavaşlamasında bir faydası olacağını sanmıyorum!
KORUNMAYI ve BULAŞMAYI öğrenip korunmaları; tedbir ve emirlere uymaları lazım. İşte o zaman, salgının yavaşlamasına yardımcı olurlar! Bu bilgileri doğru olarak sık sık vermenin daha faydalı olacağı kanısındayım…
Olumsuz yayınlarla, Milletin Morali bozuluyor, kafaları karışıyor ve ne yapacaklarını şaşırıyorlar! Bence bunlar çok zararlı! Çocuğu var, yaşlısı var, hastası… var.
Sunucular ve programcılar, bu fiillerin özneleri; halka olumsuz etki yapacağını bilemezler. Bence stüdyolarında Dr. Bulundursunlar, onun izin verdiklerini sorsunlar ve sunsunlar!
Sayın uzmanlarımız, alakasız sorulara niye cevap veriyorlar onu da anlamıyorum…
Bir çare bulunmalı, gidiş frenlenmeli; yoksa bilgi kirliliği, zararlı yayın ve görüntüler sürüp gidecek…
Birkaç örnek vereyim: ‘’ Yoğun bakımda nasıl tedavi ediyorlar? Entübasyon nedir, nasıl yapılıyor? İlaç niye etki etmiyor? Hangi ilaçlar veriliyor?
Virüs için kullanılan ilaçların ne gibi zararları olur?(Taburcu olana) Sen Korona’yı nasıl yendin?...
Semptom neden vermiyor? Kuluçka döneminde virüs nasıl ilerliyor? Virüs nasıl mutasyona uğruyor? [Bu soruya hoca cevap verirken; sunucu sözünü keserek, ‘Siz tıbbı anlatmaya alışmışsınız, biz anlamıyoruz, bizim/ vatandaşın anlayacağı şekilde anlatın.’] diyor!
Neye göre test yapılıyor, herkese yapılıyor mu? Nasıl test yaptırabilecekler? [Ben soruyorum teste kişi mi karar verecek?] Teşhis kan testi ile konuyor…’’ Daha neler!
Sanki stüdyolar Tıp Fakültesi kürsüsü, seyredenlerde amfideki Tıp öğrencileri!
Bunların cevabı, toplum için bilgi değil. Bilgi olsa bile gereksiz… Bir kere sorular lüzumsuz!
O cevaplar, Tıp mensuplarına verilir… Sorular ise; sanki Tıp öğrencisine, Hemşirelik öğrencisine yâda TUS için Doktorlara soruluyor?
Yine testi pozitif olan, makam ve meslek sahiplerinin isimleri, görevleri lanse ediliyor! (… Valisi, …Rektörü, Bilim kurulu üyesi gibi.) Bu hiç etik değil.
Basın yayın; ilke ve ahlakına da uymuyor! Kişilik haklarına saldırı sayılabilir.
Ayrıca testin pozitif olması, her zaman hastalığı göstermiyor, yanıltıcı olabiliyor, ikinci test gerekiyor!
Ama haberciler ve tv’ler altın bulmuş gibi, bu eksik bilginin ve kişilerin üzerlerine gidiyorlar…
Hukuken saldırı olmasa bile, toplum vicdanında kişi haklarına saldırı sayılıyor… Hasta haklarının korunması, hastalıklarının sır olması, duyurulmaması esas değil mi?
O haberde, adı geçen kişilerin gönlü razı mı?
Onları üzüyorlar! Bu davranış şekli, hasta ve hastalık namahrem’ ine hiç uymuyor!
İnsanların; hastalıklarını, âleme ve topluma duyurmama hakkı yok mu?
Sırların açıklanmaması, korkutucu görüntülerin verilmemesi, basın yayın ilkelerine uyulması dileğiyle.
Hoşça kalın, EVDE KALIN. Hoş ve güzel yayın/duyuru yapın…
Dr. Ayhan YİĞİT-Enfk. Hast. Uzmanı
