Haluk Tepe


Kainat Boşluk Kabul Etmez!

.


Kızılderili reis, yardımcısı ve beyaz Amerikalı (Solukbenizli) sabah güneş doğarken atlarına binerler ve öğleye kadar hedeflerine doğru dörtnala sürerler. Sonra reis atını durdurur, iner bağdaş kurarak oturur ve bekler. Ardından yardımcısı da aynısını yapar, beyaz Amerikalı da atını durdurur iner ve beklemeye başlar. Solukbeniz on onbeş dakika sonra sorar: Birini mi bekliyoruz? Reis cevap verir: Hayır. Aradan yarım saat geçer Solukbeniz tekrar sorar: İleride bir tehdit mi var, geçmesini mi bekliyoruz? Reis: Hayır, der. Aradan bir saat geçmiştir ve solukbeniz iyice gerilmiştir, sesini yükselterek: Arkadaş ne bekliyoruz burada,der. Reis istifini bozmaz: Çok hızlı gittik, ruhumuz geride kaldı onu bekliyoruz,der. 

Sosyolojide "kültür boşluğu"diye bir kavram var. Şöyle tanımlanıyor: "Kültür boşluğu, maddi kültürün hızlı bir şekilde ilerleyerek(sanayileşme, bilim, teknoloji vb) manevi kültürün önüne geçmesi, manevi kültürün maddi kültürün gerisinde kalması durumudur. Maddi kültür manevi kültürden daha hızlı gelişiyorsa bu aradaki farka "Kültür Boşluğu" deniyor." 

Bugün maddi kültür aldı başını gitti onunla birlikte olması gereken manevi kültür gerilerde kaldı, tıpkı ruhumuz gibi. Sanırım biraz beklemek lazım.

 Büyük inşaatlarda açık bırakılan çukurlara zamanla dolan su nasıl ki çocuklarımızı boğuyor ise bu kültür boşluğu da aynı şekilde en fazla çocuklarımızı etkiliyor. Bir tanık kendisine uzatılan mikrofona, çocukları çukurun kenarında gördüm, sakın girmeyin boğulursunuz, dedim ama hiçbiri beni dinlemedi. Suya girdiler biri boğuldu, koştum ama kurtaramadım, diyordu. Maalesef kültürel boşluk da aynı bu şekilde çocuklarımızı tüm tembihlerimize rağmen öldürüyor. Nasıl ki tabiat boşluk kabul etmez, ya siz bilinçli ve istenilen şeyle doldurursunuz ya kendisi ne bulduysa onunla doldurur . Sosyoloji de böyle boşluğu kabul etmez, ya siz doldurursunuz ya birileri necasetle doldurur, neslinizi ifsat eder.