Bilal şenkaya
30.03.2021 13:37:16
Yasin sevgili çok akıllı başarılı bir insan ayakta


Yasin Sevgili


İNSANLIK AĞACI

.


İNSANLIK AĞACI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2 Mart’ta ana hatları ve yol haritasını açıklamış olduğu “İnsan Hakları Eylem Planı” bizler için ne anlam ifade ediyor? Ne anlamalı, nasıl yaklaşmalıyız?

“Hak” kavramı ve bu kavramın ifade ettiği dokunulmazlar ile,beşeri tüm iş ve ilişkilerimizde korunması, korunmasının yanında da saygı duyulmasını arzu ettiklerimize Devlet marifetiyle değer üstüne değer katmak kısacası.

Kim istemez ki?

Kamu hukuku yükümlülüğüne tabi olan; üstlenmiş olduğu görevi sadakatle yerine getirmek, kendilerine tanınan yetkileri hukuken belirlenmiş sınırlar içerisinde kullanmak ve toplumdaki bütün fertler adına yürütülen faaliyetleri icra etmek, bu konuda toplumun tamamında hakim olan güveni her daim diri ve güçlü tutmak irade ve gayreti ile bizatihi mes’ul, aksi durumlarda ise suç işlemiş sayılan kişiye “Kamu Görevlisi” diyoruz.

Her ne kadar bu tanım Devletin yasama, yürütme, yargı, hüküm ve sorumluluğu ile ilgili tüm faaliyetlerini yerine getirmekle yükümlü organlarına atama veya seçilme yoluyla sürekli veya belirli süreli katılan kişileri ifade ediyor olsa da Milli bir şuur ve hatta bunun da ötesinde Devletine ve Milletine karşı vatandaşlık borcudur ve toplumun her ferdi için yerine getirilmesi ile İstiklal Nişanı, kaçınılması halinde yüz karası, haddi zatında bir berber aynasıdır.

Şimdi gelin bu aynayı gelin hep birlikte evvela kendimize ve mutlaka etrafımıza tutalım.

Sahip olduğumuz isim, cisim, unvan, makam, imkan ve kabiliyet ne olursa olsun, sorumluluk alanımızda ister tek başımıza kendimiz, isterse aile, kitle, topluluk veya toplumu sırtlanmış, Ana, baba, evlat, kardeş, eş, arkadaş, asker, sivil, amir, memur, patron, işçi olalım;

Her türlü iş ve ilişkimizde parçası olduğumuz toplumu az veya çok etkileyen bir görev icra ettiğimizi unutmayalım. Her birimiz Kamu’ nun kendisiyiz, “Görevi İyiye Kullanmak” erdeminin talibi olduğumuz kadar da arz edeni olmalıyız.

“Marifet iltifata tabidir. Müşterisiz meta zayidir”. dese de Muallim Naci.

İltifat yok ise küsmek, üç gün müşteri gelmedi diye dükkanı kapatmak değil elbette bu sözün hedef ve maksadı.Elbette bu hakikati dikkate almadan iş işlemek te olmamalı.

Çoğumuzun nesillerimiz bir yana çocuklarımıza bile bırakabileceğimiz müreffeh bir hayata sebep olacak veya en azından kapı aralayacak miraslar bırakma imkanımız olmayabilir.

Her yönüyle ele alınmış kişisel Hak ve Hürriyetlerin Devlet güvencesi, Millet şuuru rehberliğinde revize edilip kapsamının genişletildiği bir coğrafyanın geleceğine az çok demeden vereceğimiz bir katkı, hiç kuşkusuz meyvesini hayatta iken kendimizin de görebileceğimiz büyük bir “İnsanlık Ağacı” nı miras bırakmak olacaktır.

Niyet hayır, akıbet hayır..