VEDAT KAN


HUUU! SESİ Mİ DUYAN VAR MI? NEYİZ BİZ…

.


“Büyük bir ihtimalle yarım saatte kalmaz yanında olurum” dedim arkadaşa ve telefonu kapatarak evden dışarı çıktım. Saat tam 12 ye 10 vardı. Olur ya 3-5 dakika erken veya geç gelmesi her zaman ihtimaller dâhilinde idi Özel Halk Otobüsümüzün…

Durağa geldim ve öğlen yemeğini yiyen birkaç kedi kardeş ile muhabbet ederek beklemeye başladım. Bu arada sokağımızda oturan birkaç teyzem de çöpünü atmaya geldikleri konteynır başında ayak üstü bir sohbete daldılar ki sorma gitsin. Yapacak bir şey yok çöp konteynırı ile durağımız aynı koordinatlarda olduğundan iç içe.  Belediyemiz milimi milimine çalıştığı için koordinatlardan şaşmaz bunu da öğrenmiş olduk.

Tam 37 dakika, tam 37 dakika otobüs bekledim ve araç görünürde yok. Bir uygulama var indirmişiz akıllı telefonumuza, oradan kontrol ediyorum araç ilk durakta harekât noktasında duruyor görünüyor ama saate bakıyorum o aracın 27 dakika önce bulunduğum durakta olması gerekiyordu. Bilinçli vatandaşım ya güya açtım telefon harekât merkezine anlattım derdimi ve görevli kardeşim sağ olsun gerçekten ilgilendi ve “beyefendi siz kapatınız telefonunuzu ben aracı arayıp size dönüş yapayım” dedi ve dakikalar geçti ne telefon var ne de otobüs. Dayanamadım ve tekrar aradım görevli arkadaş bana aynen şunu söyledi “beyefendi, öncelikle aradığınız telefon hat numarası olduğundan numaranız görünmüyor ve size geri dönüş yapamadım, araç ile görüştüm BULUNDUKLARI HATTA HAFTA SONLARI 30 DAKİKADA BİR DEĞİL DE 40 DAKİKA DA BİR SEFER YAPIYORLARMIŞ, o yüzden gecikmiş. Hangi 40 dakika diye sorduğumda ise “SERBEST” dedi. Yani si şu; her seferde araç 20 dakika atlama yaparak hareket edecek ve vatandaş ta bunu bilmeye mecbur. Bilmiyor ise beklesin işinin adı ne. Bu arada dip not olarak belirtelim de “biz hafta sonları yaşamıyoruz ya” böyle bir uygulama kararı almışlar.

Duraklarımızın yetersiz olduğu aşikâr ve hatta gelişi güzel de konulduğu için de ortaya gerçekten çok çirkin görüntüler de çıkabiliyor, nasıl olduğunu anlamak için buyurun size istikamet; Şehir hastanesinin tam önünde olan durak nesnelerine bakınız oraya yakışmış mı? Doğu Anadolu Bölgesinde tek diyeceksiniz ve hatta Belediyecilikte Türkiye birincisi diyeceksiniz şehir hastanesinin önüne amele pazarı misali bir görüntüye müsaade edeceksiniz.

Her çöp konteynırının yanına bir durak, her adım başına bir durak, her köşe başına bir durak, her trafik ışığının yanına bir durak… Bu dur/kalk larda başta o aracı kullanan gariban şoför kardeşlerim olmak üzere milletin canı çıkıyor acaba farkında mısınız? Ahmet’in evinin önüne durak- Mehmet’in evinin önüne durak, dayımın evinin önüne durak, muhtarlık merkezinin önüne durak. Sonra millilikten, milli olmaktan bahsedelim. O her durakta duran ve kalkan aracın yaktığı da milli servet ve anladığım kadarıyla da sadece hat sahibinin cebinden çıkıyor.

Biz sadece vatandaş olarak gördüğümüz ve hatta yaşadığımız şeylere dayanarak haklılığımızı ispata çalışıyoruz ama perde arkasında görünmeyen o kadar çok şey var ki. Mesela; sabahın ilk ışıklarıyla başlayıp gecenin bir yarısına kadar direksiyon sallayan Özel Halk Otobüslerimizin şoförlerinin sıkıntılarını idrak edenimiz var mı? Ne şartlarda çalışıyorlar, olmayan trafik düzeninde bu adamların psikolojileri ne âlemde ve biz vatandaş olarak neleri hak ediyoruz bilenimiz var mı?

Gelişmiş toplumlarda belediyecilik denildiği zaman tıpkı ülke yönetimi gibi bir yönetimden bahsedilir ve uygulama da bu yöndedir. Belediye amme görevi yaptığı için vatandaşının sıkıntı çekmesine asla ve asla izin vermez, vatandaşının yaşam kalitesini hep ön planda tutarak, refah seviyesin hep ön planda tutarak planlamalarını ve çalışmalarını da bu yönde yapar.

Biz de nasıl?

Belediye bilhassa hafta sonları veya kafasına her estiğinde vatandaşın aracına saat ayarlaması yapmaz.

Her istediği zaman, istediği caddeyi, birileri için veya her hangi bir çalışmadan (aciliyetler hariç) dolayı bir zabıta aracıyla yan kesip, nereden giderseniz gidin bana ne zihniyetiyle kafasına göre yol kesmez.

Özel Halk Otobüslerimizin giriş çıkış yaparak şehir içi trafiğinin bel kemiğini oluşturduğu duraklarımıza, hususi araçların veya resmi plakalı araçların park etmelerine müsaade etmez.

Başta Özel Halk Otobüslerinin çalışanlarının olduğu ve diğer bütün personellerinin her türlü hak ve sorumluluklarının takibini, işin uzmanı olmayan ve hatta ahbap-çavuş ilişkilerinin aynı adımda yaşandığı menfaat çatışmalarına kurban etmez.

Önce problemleri ortadan kaldırın, vatandaşın aldığı nefesi daraltmayın. Çalışanınızın nefesini daraltmayın sonrasın da ne hizmet yapacak iseniz yapın ama ödün verirken, kısıtlama yaparken, ikinci plana atarken, sonralara bırakırken, adam sende derken vatandaşın ve çalışanlarınızın üzerinden değil kendi üzerinizden yapın.

Hafta sonu benim aracımı kızağa çekmeyin, o şoför kardeşime ve hattına izin verirken başka şeylerden ödün verin.

Nasıl mı?

Mesela yollara çizgi çizerken, sağlam bir defa uzun yıllar gidecek ve parası bir defa ödenecek bir boya ile çizginizi çekin. İlk yağan yağmurda boyanız ortaya çıkmasın…