Uz.Dr. Ayhan Yiğit


Hoş Geldin Ramazan

Hoş Geldin Ramazan


       Hoş geldin Ramazan demek yetiyor mu? 

        Önce, okurların ve tüm Müslümanların Ramazanlarını kutluyorum…

        Bu yıl ORUCUMUZU kalbi kırık olarak tutuyoruz! Çünkü bu KURAN Ayında korona salgını Ülkemizi ve Milletimizi sardı sarmaladı! İnşallah az zayiatla atlatırız…

        On bir ayın sultanı;  bereket ayı, mağfiret ayı, hatim ayı, Kuran ayı, iyilik ayı, hoşgörü ayı, yardımlaşma ayı, dayanışma ayı, yokluğu, yoksulluğu hatırlama ayı, fakiri, yoksulu görme ayı

          Nefsimizi, hareketimizi, dilimizi, elimizi, yumruğumuzu terbiye etme, yumuşatma, güzelleştirme ayı…

        Kötülük yapmama, günah işlememe, dua etme, insanları incitmeme, işkence yapmama, hoşgörüyü hâkim kılma, İnsanlara saygıyı zirveye ulaştırma, komşu ve insan haklarının gözetilme, hak yememe, harama el uzatmama… ayı.

        Aslında gerçek müminler 12 ay bunlardan yapılacakları yapmalı, yapılmayacakları yapmamalı! Ama, bu ayın KUTSİYETİNDEN dolayı daha dikkatli olmalıyız…

           Müslümanlara farz olan bu ibadet, hem bedenle/ fizik men ve hem de ruhen yapılan, yapılması emir olunan bir ibadet.

          Öyle ise; bizler de oruçluyken,  hem vücudumuza ve hem de manevi /ruhi dünyamıza hâkim olacağız.

 KURANIN getirdiklerine ve Hz. MUHAMMED’İN (SAV )emirlerine tam olarak uymayacağız mı?

           Kararlılık ve titizlik gösterirsek her şey hallolur ve iyiye gider!

           İşte o zaman ramazan ayına, haklı olarak “hoş geldin ramazan”,  deme gururunu yaşarız ve hasletinden yeteri kadar yararlanırız…

       Allah hepimize, bu güzel ahlâkı/iyi huyu nasip etsin.

 İslam ‘ın en önemli ilkesi bu değil mi?

        Emirleri, hadisleri, İlkeleri ve görüşleri:

        Her yetkili (Hocalar ve din görevlileri),  fırsat buldukça söylüyor, hatırlatıyor. Basın ve televizyonlar sık sık bahsediyorlar. Din âlimleri ve yazarlar fikirlerini sergiliyor.

         İnsanlığın kurtuluşu, huzuru ve refahı, barışı, gelişmesi ve zenginliği; bunların yaşanması ve uygulanması ile doğru orantılı.

        Çok şükür şehrimiz, ezici çoğunlukla bu ilkelere uyuyor. Ramazan'ı coşkuyla karşılıyor, yaşıyor ve iyilikle uğurlanıyor.

        Sözümüz, tavsiyemiz uymayanlara;  düzeni, ahengi bozanlara, huzuru kaçıranlara.

         Bu yıl SALGIN nedeni ile herkes üzgün ve sessiz, korku ve beklenti içerisinde! Birçok şeyi ve sosyal yaşamı unutmuş, yaşamıyor yaşayamıyor, ya da ikinci plana atmış durumda…

         Bu olumsuz ve moralsiz tablolar içinde; İlimizin sakinleri, olumsuz hareketler yapmayacaklarına ve olgun olarak aziz RAMAZAN AYINI geçireceklerine inanıyorum…

         Bu güzel insanların; KUTSAL BİR AYDA, ulvi duygularla yaşamasına, feyiz almasına, günlerini huşu ve haz içinde geçirmesine engel olanlara, ket vuranlara…

        Emirler ve bu güzel ilkeler; Neden yeteri karda uygulanmıyor, uygulanamıyor, yaşanmıyor, yaşanamıyor?

        Bu soruları herkes, “ BAŞTA YETKİLİLER VE SİYASİLER ” kendi kendine sormalı, düşünmeli, kafa yormalı… Her şey tozpembe denmemeli!

        BUNLARI (hataları, eksikleri) ÖNLEMEK VE DÜZELTMEK İÇİN:

Ferdi, toplumsal, kitlesel ve bölgesel eğitim, öğretim metotları ve yolları bulunmalı ve uygulanmalı.

         BİLİMSEL OLARAK; eğitimsel, sosyolojik, psikolojik yönler de göz önüne alınarak, yine KURANIN ve bilimin öncülüğünde harekete geçip; kişilere ve topluma, gerçekler öğretilmeli, benimsetilmeli, azmettirilmeli ve yaşamın ayrılmaz bir parçası (AHLAKI ) haine getirilmeli.

          Ne bekleniyor ki, kim bunları yapacak?  Geç kalınmış bir fiildir bu. Ama bir atasözü var,  “Zararın neresinden dönersen kârdır.”  .

         İFTAR VE SAHUR programlarında, çok değerli hocalar var, çok iyi ve anlaşılır şekilde, güzel şeyleri, ilahi emirleri; KURANI VE Haz. MUHAMMEDİ anlatıyorlar! Bu değerli Din adamlarından yararlanılabilir…

         Diğer aylarda da, her gün belli saatlerde, her kanalda konuşturulabilinir… TV kanalları yönlendirilir ve mecbur edilir!

         Sosyal bilimsel kurullar kurulup daha güzel PROGRAMLAR yapılıp uygulana bilir…

         MİLLETİN, Din ve davranış bilgilerinin yetersiz olduğunu biliyorduk ama, hocalara sorulan sorulardan gördük ki, çok çok daha bilgisizmişiz!

        Aziz şehrimizdeki her gün yaşadığımız ve gördüğümüz; İslam’a, insanlığa ve iyi ahlaka uymayan birkaç olumsuz hareketten bahsedeyim:

           Hızlı araba kullanma, yol vermeme((bil hassa bayanlara), kornaya asılma, sağ ve sol taraftakileri sıkıştırma, kırmızı ışıkta durmama, pide kuyruğunda kavga etme…  (Bu sene pide kuyruğu da yok! )

         ‘’Ben oruçluyum, sigara sıktı… ‘’ gibi bahanelerle adamlara sataşma, küfür etme, galiz sözler söyleme ve kaba davranma…  

        Bu olumsuzluklar; şehrimizin kültür, medeniyet, gelişmişlik ve ahlak seviyesini gösteriyor! Üzülüyoruz, düzelmesini ve yükselmesini bekliyoruz…

         Erzurumlu /DADAŞ, iyilikte de, iyi ahlak tada önde ve örnek olmalı! 

        ATALARIMIZIN, dede ve nenelerimizin, NE ERDEME SAHİP OLDUKLARINI, ne iyi şeyler yaptıklarını düşünüp, bizde ona göre davranmalıyız…                                           

        Bu olumsuz hareketlerin olmaması, GÜZEL DAVRANIŞ ve GÜZEL AHLAKIN gelip ERZURUMU ve toplumu sarması dileğiyle

        Yüce MEVLAM inşallah, hem bu güzellikleri, hem de KORONA’ DAN kurtulmamızı  nasip eder!

       Hayırlı ramazanlar…  Hoşça kalın, EVDE KALIN…                        Uz. Dr. Ayhan YİĞİT