Sündüs GÜMÜŞ


BEYİN DÖNGÜSÜ

.


Saatin yelkovan ve akrebin ilerlemediği o nadir zamanlardan birindeydim. Kaç saat , kaç dakika veya kaç saniyedir burada dikiliyorum, bilmiyorum. Zaman kavramı çoktan uçup gitmişti, kalabalığın içinde bir köşede durmuş insanların geçip gitmesini izliyordum. Kulaklarıma ne kalabalıktan bunalıp anne kucaklarında ağlayan çocukların , ne kahkaha atarak yürüyen genç grubun , ne de sanatını sergilemek amacı güden müzisyenlerin sesi geliyordu. Hislerim yavaş yavaş yok oluyor gibiydi. Sanki duyma yitimi kaybetmişim gibi. Yavaş yavaş bulanıklaşan ortam birazdan görmeyi yitimide kaybedeceğimin habercisiydi. Kendimi bir dram filmindeki başrol gibi hissediyordum. Tek başıma öylece köşemde duruyordum. Beynim düşünce yetisini kaybetmişti. Aklım sadece eski anılarıma gidip geliyordu. Tekrar Yaşatmaya çalışırcasına. Bazen salıncaktaki o küçük çocuk Bazen en sevdiğim şarkıcının konserindeki hallederim canlanıyordu. Hastalığımla tanıştığıma o yanına gittim bir ara. Yıkılışım canlandı gözlerimde. Doktorun söyledikleri” beyninde tümör var” bu cümleden sonrasına o zaman da anlamamıştım şimdide de anlamıyorum. Algılarım tamamen kapanmıştı , hatırladığım tek tük kelimeler “bazen duyularında aksamalar olacak geçici körlük, geçici sağırlık, geçici felç bunları gitgide ilerleyecek, üzgünüm.” Alışmıştım bir bakıma ilk değildi, bu şekilde hissizleşiyordum bazen. Yavaş yavaş unutuyordum adım unutmuştum birdefasında , evimin adresini , birçok telefon numarasını , otobüs hatlarını ve hatta sevgilimi bile unutmuştum. Benim gibiler çok fazla yaşamıyormuş en fazla üç yıl ben ise bu hastalıkta bir buçuk yılımı devirmiştim sonumun yaklaştığını hissediyordum. Gitgide her yerim hissizleşiyordu. Bazen bir hafta boyunca duymuyordum bazen de yatalak oluyordum. Ayaklarımdaki karıncalanma bacaklarıma doğru ilerliyordu. Birazdan burada yere yığılacağımı sonra başıma toplanacak olan insanlar olacağını biliyordum. Hissizlik yukarılara doğru iyiden iyiye kendini belli edince hiçbir şekilde karşı koyamamanın verdiği acizlikle gözümden bir damla yaş gelerek yere serildim. Duyduğum tek ses annemin Demet diye haykırışıydı..!