Uz.Dr. Ayhan Yiğit


LOZAN’I BEĞENMEK YA DA BEĞENMEMEK

LOZAN’I BEĞENMEK YA DA BEĞENMEMEK


Geçen yazımda Lozan’ın 97.  Yıl dönümünü kutlarken:                        

 Lozan antlaşması o zamanın şartlarında, güçlü devletler öncülüğünde; Kurtuluş Savaşından ve uzun süreden beri ilk zaferlerimizden ve kötü bir antlaşmadan sonra yapıldığını,

 Askeri zaferin  (tüm Milletimizin katkısı ile ),Anadolu’yu kurtardığını, bunun da bizim için iyi bir fırsat olduğunu, uluslararası görüşün kısmen de olsa lehimize döndüğünü ( Batının gözü Osmanlıyı / Türk Devletini,  Anadolu’dan tümüyle sürmek ve süpürmekti),

 Fakat iki tarafı keskin kılıç üzerinde sözleşme yapıldığını, güçlü devletlerin çok şey istediğini, ihtirasları ve iştahları çok kabarık ve hep almaya yemeye alışmış oldukların,

 Osmanlıyı yiye yiye, bu güne geldiklerini, o zaman, Anadolu’da herkesin gözü olduğunu belirtmiştim… Şimdide öyle ya !

ANADOLUNUN:

Askeri, coğrafi konumu ve stratejik durumu ve yer altı madenleri önemli idi… Bu nedenlerle, Anadolu’yu her devlet almak istiyordu! Yâda galip devletler bölüşecektiler… ( Nitekim öyle yaptılar.) Anadolu’nun kuru taşını ve toprağını bize ( Türk ve Müslim anlara ) çok görüyorlardı!

‘’İSA’nın çocukları Hz. MUHAMMEDİN’in çocuklarına üstün gelmişlerdi’’ cümlesinden başlayalım:

 Etrafımızı saran ülkeler birleşiyorlardı. Irkı, dini kullanıyorlardı’’Katolik, Protestan Slav. Bulgar,Yunan, Sırp…’’Batıda,topluca Osmanlıya hücum vardı. Kuzeyde Rusya Slavizm ‘i (PAN SLAVİZM) körüklüyor, kuzeyden ve doğudan yükleniyordu.

 Her seferde de başarı sağlıyorlardı. Osmanlı (Müslüman âlemi) ise durmadan kaybediyordu.

Bahtımız tersine dönmüştü! Kara bahtlar mı yaşıyorduk bilmiyorum! Ama öyle idi…

           Bu tarihlerde, dünya stratejisi, siyaseti, gücü ve birliği… Dünyayı ve Osmanlı’yı dizayn ediyor ve şekillendiriyordu.

           Onlarca Osmanlı padişahı ve divanı, bu olumsuz ve acı tablonun tazyiki ve baskısı altında idi. Bu padişahlar ve delegeler, yetersiz ve beceriksiz mi idiler?

          Yeteri kadar savunamadılar ve performans gösteremediler de; ondan mı kaybettiler, kayıplara imza attılar, şartları kabul ettiler?

         Bence hayır, şartlar ortam ve güç onları mecbur etti, boyun eğdirdi!

         İmzalamasalar belki de; daha çok toprak, asker ve vatandaş kaybedeceklerdi!

        Çünkü düşman güçlü idi ve çok şey istiyordu!

        Karlofça’ dan (1699)  Kurtuluş Savaşına kadar (1920 ) ,221yıl hep kayıp, hep aleyhte antlaşmalar.

        ANCAK KURTULUŞ SAVAŞINDA;  paylaşılan, işgal edilen bir kısım toprağımızı “ANADOLU’ yu”  kurtarmışız, geri almışız, kazançlı duruma geçmişiz.

       KURTARILAN ANADOLU’yu ve KURULAN CUMHURİYET’İ; kabul ve tapu için, LOZAN’a gitmişiz!

        Bu durumu da, Dünyaya kabul ettirmek zorunlu idi. O zamanki galip devletlere ‘’Düvel-i Muazzama’’…                                     

       Devam edecek… Hoşça kalın.

                                                                                        Uz.Dr. Ayhan Yiğit