Uz.Dr. Ayhan Yiğit


CUMHURİYET BAYRAMI COŞKUSU

CUMHURİYET BAYRAMI COŞKUSU


   Bu yıl cumhuriyet Bayramı coşku ile kutlandı…

   Ben Erzurum’u canlı olarak seyrettim, gurur duydum, mutlu oldum.

   Her grubun ayrı özelliği, ayrı güzelliği vardı. Her gurur, geçerken veya etkinliğini yaparken; topluma ayrı bir coşku, ayrı bir heyecan veriyordu…

   Toplumun memnuniyetleri gözlerinden okunuyor, anonim alkışlardan belli oluyordu. Millet koşmuş gelmişti, yaşlısı genci, kadını, erkeği…

   Zaten ,  bizim Milletimiz; özde, kültürde ve birlikte erdem sahibi olup; milli bayramlara,  milli olan her şeye koşar ve birlik gösterir!

   Bu ahengi bozan, zayıflatan; kültür yapısını ve birlik çimentosunu eritip erozyona uğratan / uğratmaya çalışan bazı siyasilerdir… İşin içine siyaset karışmayınca; ortam çok güzel oluyor, bayramlarda bayram oluyor!

   Milletin kalbi ve gönlü birleşip, ufuklara doğru bulutlar gibi yükseliyor… Bu hazla, Başları arşa değecek gibi oluyordu. ( Milli Şair Akif’in dediği gibi. )

   Etrafı süsleyen, neşe katan ,çiçekler gibi açan, gözleri ışıl, ışıl parlayan ;gururlu anne ve babalarının kucağındaki sevimli yavrular bam başka idi.

   Gözler, geçenlere ve etkinlik yapan gruplara dikilmişti… Alkışlar peş peşe geliyordu. Bayraklar, flamalar manevi değer ve hazzın dışında; alanı renk cümbüşüne döndürmüşlerdi…

   Gaziler ve Mehmetçikler ayrı bir geçit şöleni sergiliyordu. Askerlerin rap rapı, kulaklarımızda çınlıyor ve kulaklarımızla beynimiz ;hiçbir sesin ve müziğin veremeyeceği milli bir sesle bayram ediyordu…

   Sıra ve düzenleri milimetrikti ve sazın telleri gibi paralel ve düp düzgündü. Eğitimlerinin mükemmel olduğu anlaşılıyordu. Bakışları sert, gözleri çakmak çakmaktı!

   İşte bunlar Türk askeri idi, böyle olmalı idiler. Zaten onlar asker olarak doğmuşlardı, kabiliyetlerini geliştirmiş, eksiklerin ide bu ocakta tamamlamışlardı…

   Sayın Valimizin konuşması çok güzel, doyurucu ve ders verir nitelikte idi.

   Diğer şehirlerdeki kutlamaları televizyonlardan seyrettim. Gurur duydum, mutlu oldum, geleceğimizin aydınlık olduğu kana atına vardım…

   Hiçbir yıl böyle yaygın ve coşkulu kutlanmamıştı, bu büyük bayramımız!

   Ankara, İstanbul, İzmir… Herisi, biri birinden ala… Başkanları ile, yetkililerle millet el ele, gönül gönüle. Alanlar kalabalığı almıyor. Bayraklar gençler, caddelere ve rıhtımlara sığmıyor.

   Türküler, şarkılar ve marşlar; soloların yanında binlerce ve on binlerce … kişilerle söyleniyor, Sesleri bulutlar gibi yuvarlanıp uçuyor ve yankıları gök gürültüsü gibi semada şakırdıyor!

    Oyunlar, halaylar zeybekler,…gırla gidiyor.

   Bayramlar, toplumla yapılır, toplum / millet yapar, içten ve gönülden gelir, kendiliğinden doğar! İşte buralarda, bunun bariz örnekleri sergileniyordu…

   Bazı okul etkinliklerini, tarif etmek çok zor.  Ne yazsam azdır… Ayrı bir kutlama , ayrı bir görsel ve duyusal şenlik sergiliyorlardı.

   Erzurum’un  bir köyünde, beş on öğrencisi ile, bir bayan öğretmenin  yaptığı, Cumhuriyet Bayramı kutlaması, zevkle seyrediliyor ve televizyonlara haber kaynağı olabiliyordu…

   Bu sevinç, bu heyecan, bu coşku; Cumhuriyetin temelinden kaynaklanıyor ve onu işaret ediyordu…

   Geçmiş bayramımızı kutluyor; daha nice nice Cumhuriyet Bayramı kutlamamızı, Allah nasıp etsin diyorum…

   Hoşça kalın.                                                                             Uz. Dr. Ayhan YİĞİT