,
Türk Dünyası STK’lar Platformu (TDSP) Yunanistan Bildirisi
Yunanistan devlet yönetiminin son dönemde Türkiye'nin toprak bütünlüğüne tehdit eden girişimlerini kınıyoruz.
Yunanistan'ın uluslararası hukuka aykırı olarak Ege adalarını silahlandırma girişimlerini, Türkiye Cumhuriyeti yönetimi ve Yüce Türk Milleti sabır ve metanetle yakından takip etmektedir.
Kısaca Son Dönem Yunan tarihini özetlersek;
Osmanlı İmparatorluğuna isyan ederek 1830’larda emperyalist devletlerin desteği ile Atina da küçük bir devlete kavuşan şimdiki Yunanlıların ataları, kurdukları ilk meclislerinde Rus, İngiliz ve Fransız yanlısı partilerle yönetildi. Daha da acısı Yunanistan'ın ilk kralı Otto Joseph Yunan değil dışarıdan atama bir kraldı.
Yunanistan batılı devletlerin destekleri ile 19. Yüzyılın başlarında Yunan asıllı Rus Prensinin bile tüylerini ürperten Müslüman Türklere yapılan katliamların ardına Türklerin topraklarında net anlamda 1832 de kurulmuş bir devlettir. Kuruluşundan başlayarak Türk topraklarına göz diken Yunanlılar sırasıyla; 1878 Rus harbi yenilgisi ile Tesalya, Orta Yunanistan, 1913, Balkan Savaşlarıyla Selanik, Girit, Midilli, Sisam adaları, 1918, 1. Dünya Savaşında Osmanlının yenilgisiyle Batı Trakya’ya elimizden alınarak Yunanistan'ın işgal etmesi sağlanmıştır. 1946 da 12 adaları İtalya’dan devralan Yunanistan, bizden aldığı toprakları hep diğer devletlerin yanında yer almak sureti ile işgal ettiği açıktır. Tek başına Türkiye'ye karşı koyamama korkusu, geçmişindeki yardakçılık yolu ile genişlemenin ve varlığını sürdürmenin acizliğinin bu güne yansımasıdır.
En önemlisi 1. Dünya Savaşı sonrasında aç gözlülüğü ile Anadolu topraklarını işgal etmek istemiş, yine İngiltere’nin avenesi olarak İzmir’den Anadolu şehirlerinde aşağılık ve iğrenç zulümlere bu dönemde girişmişlerdir. Anadolu da ilerlerken Türk milletinin çelikleşmiş iradesi ile püskürtülerek arkalarına bakmadan geldikleri gibi gitmişler, kendi tabirleriyle Küçük Asya Felaketini yaşamışlardır.
Yunanistan'ın devlet yöneticilerinin unutmaması gereken ayrıntılar;
Yunanistan'ın topraklarının tümü bir önceki tebaası olduğu Türk devleti olan Osmanlının toprağıdır, yani Türk yurdudur. Yunanistan, biz Türklerden hiçbir toprağı kendi gücü ile işgal edememiştir. Emperyalist devletlerin avanesi olarak istila ettiği topraklarımızda kalmak için bugünde aynı tavırları sergilemektedir. Baştan başlayan yanlış hala devam etmektedir.
Yüce Türk Milleti, Yunanistan’ın 19 yüzyılın başlarındaki isyanlarında, Balkan savaşlarında, Anadolu’da ve Kıbrıs'ta Türklere yapılan katliamları ve zulümleri hiç unutmadı ve unutmayacaktır. Tarihi kimse unutturamaz.
Yunanistan da halen Türk düşmanlığının körüklenmesi ve Türk azınlığa yapılan insan hakları ihlalleri sabırla takip edilmektedir.
Yunanistan’ın Türkiye’yi kışkırtmaları;
Ege’deki adalar uluslararası anlaşmalarla Yunanistan’a silahlandırmamak şartıyla teslim edilmişken, Yunanistan sorumsuzca asker bulundurmaya ve silahlandırmaya devam etmektedir. Kıta sahanlığı önerisi ile Türkiye’yi Ege’de kıyılarına hapsetmek istemekte, ipe sapa gelmez teorilerle ve uluslararası anlaşmalara aykırı davranan Yunanistan Ege de Türkiye’nin çatışma dahil her seçeneği düşünmesine sebep olmaktadır.
Türkiye'nin Mavi Vatanına göz diken, diplomatik ve diğer yollarla Türkiye'yi Mavi Vatan sınırlarını yok sayan çabaları, Türkiye Cumhuriyetinin tüm unsurları tarafından not ediliyor.
Yunanistan yönetimi, Türkiye ile resmi temaslarda işbirliği mesajı verip, geriye döndüklerinde sözlerini unutup, diğer devletlere Türkiye'nin aleyhine girişimlerde bulunması, güvensiz bir devlet imajı çizmektedir.
Yunanistan'ın Türkiye ile diyalog şekli nasıl olmalı;
Yunanistan eski devleti olan Osmanlı’nın diğer bir unsuru olarak gördüğü Türkler ve Türkiye ile dostluk ilişkisi kurmalıdır. Ege de ve Akdeniz de komşuluk hukukunu uluslararası alanda destekleyecek adımlar atmalı ve Türkiye'ye düşmanlık besleyen tüm faaliyetlerini bitirmelidir. Aksi halde düşmanlık besleyerek Türkiye’nin uysal koyun olmasını beklemek nafile hayaldir.
Yunanistan ana muhalefet lideri Aleksis Çipras’a cevap;
"Komşu ülkenin her zaman diyalog ve barışı destekleyen demokratik sivil güçlerine sesleniyorum. Bu çaba sürdürülmeli. Gerginlik kimsenin faydasına değil. Milliyetçilik, her ülkede, sadece barış ve toplumsal birlikteliği değil demokrasiyi de tehlikeye sokar." Demişler…
Diyalog ve barışın temeli, Ege adalarında yapılan anlaşmalara uymak ve karşılıklı saygı çerçevesinde seviyeli bir iletişimi sürdürmekle olur. Çipras sıkışıldığında Türkiye de sivil demokratik güçlere diyalog ve barış sözlerinden bahsetmek yerine, omurgasız Yunanistan yönetiminin siyasetini eleştirmeli ve Yunanistan ile Türkiye arasında güvenilir diyalogun sürdürülmesini sağlamalıdır. Yoksa barış ve diyalog kavramlarını biz Türkler, bize silah doğrultan terörist faaliyetler güdenlerden yıllarca işitip duymaktan bıktığımızı, bu laflara karnımızın tok olduğunu bilmelerini isteriz.
Çipras’ın açıklamalarında değindiği “milliyetçilik” kesinlikle barış ve toplumsal birlikteliği ve demokrasiyi tehlikeye sokmaz. Zira Çipras Silahsızlandırılmış olması gereken ama silahlandırılmış Sömbeki adasında “Yunan Milliyetçiliği” dili ile konuşup Türk milliyetçiliğini demokrasi düşmanı ilan ederek şark kurnazlığı yapmıştır. Türk milliyetçileri olmasa idi Yunanistan Küçük Asya felaketini yaşamayacak, şimdi Anadolu'da Yunanistan devleti olacaktı. Yunanlıların karşısında ilk var olan Kuvva-ı Milliye yani milli kuvvetlerdi. Ardına milli ordu kuruldu ve Yunanistan'ın Anadolu'yu işgal hayali son buldu. Milli kuvvetler denince millet kavramı özne alınmıştır. Millet öznesinin olduğu yerde milliyetten ve milliyetçilikten bahsetmemek cehaletin emaresidir. Milli kuvvetler ile vatan kuran Türklere Milliyetçiliği aşağılamak hatasını Çipras'ın bir daha tekrar etmemesini öneririz. Kaldı ki Türkiye'nin demokrasi serüvenini Türkiye'yi kuran milliyetçiler başlatmıştır.
Sonuç;
Geçmişte yaşanılan tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye Cumhuriyetinin Yunanistan ile dostluk temelinde bir ilişkiyi desteklediğimizi belirtmek isteriz.
Tüm bu yaşanılanların ışığında, Yunanistan'ın Ege adalarını silahlandırması ve ana karasında Türkiye'ye karşı üsler kurma girişimini sonlandırmasını, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz'de gerginliği azaltmasını, Türkiye içerisinde ayrılıkçı hareketlere ve terörizme desteği derhal kesmesini, komşuluk hukukuna bağlı kalarak dostane ilişkiler sürdürmesini, sözlü beyanlardan ziyade devlet olarak gerçekçi adımlar atmasını Türk Dünyası STK'lar Platformu (TDSP) olarak öneriyoruz.
Düşmanca tavırlar sergilenmeye devam edildiği takdirde; Yunanistan'ın politikalarına karşı, devletimizin tüm unsurlarının tek yumruk olarak Yüce Türk Milletinin haklarını sonuna kadar savunmasını bekleriz.
Türkiye Cumhuriyeti'nin stratejik olarak Yunanistan ile diplomatik diyalogu sürdürülmesini, bu dostane yaklaşımımıza karşılık verilmez ise; Yüce Türk Milletinin haklarını korumak amacıyla gerekli görüldüğü takdirde, Türkiye Cumhuriyetinin çatışma dâhil tüm seçenekleri Yunanistan’a karşı kullanmasını TDSP olarak koşulsuz olarak destekleyeceğimizi de beyan ediyoruz.
Türk Dünyası STK’lar Platformu (TDSP) Adına,
Genel Başkan Serdar Şahin
10 Haziran 2022
Türk Dünyası STK’lar Platformu (TDSP)
1- Serdar Şahin – TDSP Genel Başkan (TEKBAYRAK Derneği)
2- Hakan Dikmen – TDSP Basın ve Medya Kurul Başkanı – Birleşik Medyacılar Derneği
3- Yunus Beyatlı – TDSP Antalya İl Başkanı - Yurdum Türkmeneli Derneği
4- Abdulmetin Keskin – TDSP Üye – Kırgız Türkleri Derneği
5- Şeref Kocakaya – TDSP Üye – Dünya Avşarlar Derneği
6- Bestami Erdem – TDSP Üye – Osmaniye Yörük Türkmen Derneği
7- Durak Turan Düz – TDSP Üye – Yozgatlılar Vakfı Başkanı
8- Erol Yolcu – TDSP Üye - KATEAD
9- Ertolkun Gayretullah – TDSP Üye - KATEAD
10- Ferhat Avşar – TDSP Üye
11- Halit Gökalp Küçük – TDSP Üye – Milliyetçi Hekimler Derneği
12- Hüseyin Delibalta – TDSP Üye – Kızıl Elma Derneği
13- Mensur Yakup – TDSP Üye -Makedonya
14- Nurbala Avcı – TDSP Üye – Irak Türkleri Derneği
15- Serhat Doğan – TDSP Üye - TÜRKFAM
16- Yasin Berber – TDSP Üye – İsmail Gaspıralı Derneği
17- Okan Yetgin – TDSP Üye – Turan Haber Ajansı
18- İsmail Hakkı Erdoğmuş – TDSP Üye - Sanatçı
Diğer İmzacılarımız;
19- Prof. Dr. Kürşat Karacabey
20- Sezer Yazar - İşçi Hakları Ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı
21- Mustafa Karapınar – TEKBAYRAK Derneği Ankara
22- Durali Fakıoğlu – Antalya
23- Alparslan Oğuzhan – TEKBAYRAK Derneği
24- Abdul Resul Şahin – İstanbul
25- Murat Solukanoğlu – İstanbul
26- İsmail Cingöz - Uluslararası Siyaset Uzmanı
27- Ümit Özgün – İzmir
28- Hüseyin Altun - TURANELÎ Türkmen Muhacirlere Yardım Derneği
29- Fikret Seyfi Kaçar – Konya
30- Tahsin Özgül – İstanbul
31- İbrahim Öteleş - Adıyaman İlkhaber
32- Sibel Duymaz - Basın Haber Ajansı
33- Hasan Barın - Göyçe Zengezur Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dışişleri Bakanı
34- Şefik Akyıldırım - Yargıtay Onursal Üyesi
35- Muzaffer Yıldız
36- Ali Tükrmendağ
37- Mehmet Akkaş - Kütahya Gediz Pınarbaşılılar Derneği
38- Aynur Alsan – Mersin
39- Musa Kulluk - TEKBAYRAK Derneği
40- Volkan Tarık Çay – Yumurtalık Turizm ve Çevreyi Güzelleştirme Derneği
41- Çiğdem Akça – Adana Kadın ve Çocuk Hakları Derneği
42- Uğur Büyükkantarcı – Adana Kayserililer Derneği
43- Yavuz Kaçtan – İstanbul (Bakırköy 51. Noter)
44- Bahadırhan Tolu
45- Kutlu Altay Kocaova - Yazar
46- Hurşit Şendem – Hatay
47- Celal Öcal – Türk Dünyası ve İnsan Hakları Derneği
48- Celal Çelik – Artvin
49- Ekrem Koca – İstanbul
50- Sefer Karakoyunlu – İstanbul Türkiye Azerbaycan Dayanışma ve Kültür Derneği
51- Süheyl Çobanoğlu - Rumeli Balkan Stratejik Araştırma Merkezi
52- Dr. Mustafa Levent Yener – Öğretim Üyesi
53- Ümit İnce – Macaristan
54- Adil Yüksel – Kütahya
55- Ahmet Rodoslu – İzmit (Rodos doğumlu)
