MAGAZİN

MAGAZİN Haberleri

Ebru Şinik Başka Bir Hayat Mümkün

AJANSTURKHABER


MAGAZİN 5.08.2020 13:12:00 0
Ebru Şinik Başka Bir Hayat Mümkün

Yükselen Çağ Wellbeing Merkezi kurucusu, Bütünsel Sağlık ve Ayurveda Uzmanı Ebru Şinik ile yoğun stres ve anksiyetinin etkisindeki  hayatlarımıza dengeyi getirerek daha mutlu bir yaşam sürdürmemizi sağlayacak Bütünsel Sağlık yöntemleri üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Dr. Deepak Chopra tarafından California’da kurulmuş bulunan “Chopra Center” Ayurveda ile Meditasyon Bölümleri eğitmenlerindenim. Dokuz yıl önce İstanbul‘da Yükselen Çağ Wellbeing Merkezi’ni kurdum. Bu merkezde “Kişisel ve Kurumsal İş & Yaşam Dengesi ve Wellbeing Programları” yürütmekteyim.

Ayrıca Gedik Üniversitesi çatısı altında ülkemizdeki ilk Wellbeing Uzmanlığı programını  online olarak yürütüyorum.

 

 “Nefeste Saklı Hayat”, “Bütünsel Detoks Önerileri” ve “Genleriniz Kaderiniz Değildir” isimli üç kitabımın yanısıra “Gündelik Yaşam için Kadim Nefes Teknikleri” isimli eğitim DVD’si de çalışmalarım arasındadır.

Profesyonel ve tempolu bir iş yaşamından geliyorsunuz. Hayatınızı bu kadar değiştirmeye nasıl karar verdiniz?

On yedi yıl boyunca birbirinden tamamen farklı sektörlerde güzel işler yapmış birisi olarak zaman zaman içimde hep bir eksiklik ve tatminsizlik duygusunu hissediyordum. Birşey eksikti, ama adını koyamıyordum.  Ayrıca bu kadar farklı sektörde çalışınca kendi kapasitemi keşfetmiş ve hedeflerimi hiçbir şekilde sınırlamamayı da öğrenmiştim. Sınırlar sadece zihnimizde, zihnimizi özgür bırakabildiğimiz zaman bir insan dünya üzerinde  arzuladığı her işi başarabilir.

 

İçimdeki tatminsizlik hissini kapatmak için yıllarca farklı entellektüel, dini veya spritüel disiplin ve teknikleri öğrenerek uygulamaya gayret etmiştim. Bu arada IMKB’de “broker” olarak çalıştığım yıllarda bedenimde birikmiş olan stres nedeniyle şiddetli anksiyete yaşamaya başlamıştım. Bu, yıllar boyunca değiştirdiğim sektörlerde de ara ara devam etti.

 

Son olarak gayrimenkul sektöründe çalışırken anksiyete tedavisi için hapları reddederek, asla yapamam diye öğrenmemek için aylarca ayak direttiğim meditasyon tekniği ile de tanıştım ve tanıştığım günden itibaren uygulama günlük rutinime “cuk” diye oturdu. Sanki yıllardır bu teknik ile tanışmayı bekliyordum. İnanılmaz bir rahatlık ve şevk ile her gün sabah-akşam düzenli olarak yarımşar saatten toplam bir saat meditasyon yapmaya başladım. Yaklaşık bir yıl içinde yaşamım entellektüel zihnimin anlam veremediği, idrak edemediği bir şekilde olumlu olarak değişmeye başladı ve etrafımda beni yakından tanıyan hemen herkes “Ebru Hanım, ne yapıyorsunuz bilmiyoruz; fakat kesinlikle devam edin” mesajları vermeye başlamıştı.

 

Meditasyon sayesinde içimdeki mutlak huzur alanını keşfetmiştim. Bu öyle bir alandı ki, aynı kadim bilge kitaplarda yazdığı gibi, koşullara bağlı olmayan arı huzur ve tatminlik halini herkesin içinde ve sadece kendisinde araması gerektiğinin farkına vardım. Bu benim için çok büyük bir keşifti ve hayatımda çok önemli bir dönüm noktası oluşturdu. Zihnim hala “huzura ermenin” bu kadar basit olamayacağına dair beni şüphelere düşürmeye çalışıyordu, ama ben bu biliş halini yaşamıştım.

 

Zihnimizin bize oynadığı oyunların ötesine geçmeyi öğrenmek kelimelerle ifade edilemeyecek bir özgürlük alanı oluşturuyor. İşte bu müthiş keşfimi etrafımdaki tüm tatminsiz, mutsuz, huzursuz ve benim gibi adını koyamadıkları “şey”in arayışında olan gücümün yettiği herkese öğretmeye karar vererek, o zamanki eşimden izin alıp,  işimden ayrılarak Amerika’ya Dr. Deepak Chopra tarafından kurulmuş bulunan Chopra Center’a Meditasyon Eğitmeni olmak üzere okumaya gittim.

 

Meditasyon bölümünde okurken insanoğlunun büyük bir paket olduğunu, meditasyonun zihinsel sağlık için şart olduğunu fakat Bütünsel Sağlık ile ilgili derya deniz bir bilgi edinmem gerektiğini idrak ettim. Onun üzerine Ayurveda bölümüne de yazılarak üç yıl boyunca Ayurveda’nın Koruyucu Tıp bölümünde eğitim aldım. Daha sonra da İstanbul’a dönerek,  yaklaşık dokuz sene önce  Yükselen Çağ Wellbeing Merkezi’ni kurdum.

 

Daha iyi ve daha mutlu olmanın formülü nedir? Hayatımızın amacını nerede aramalıyız?

Yaşam amacımız kesinlikle dışarıda değil, içimizde... Bunu da keşfetmenin en kestirme ve emin yolu şüphesiz düzenli olarak meditasyon tekniğini uygulamak. Daha iyi ve mutlu olmanın formülü günlük rutinlerde saklıdır.

 

Epigenetik bilimine göre de yaşam tarzımız; sağlığımızın, beden-zihin dengesinin en önemli belirleyicisidir. Yani daha iyi ve daha mutlu olmak tamamen kendi seçimlerimize bağlıdır.

Genlerimiz sadece yatkınlıklarımızı belirler, kaderimizi değil. Bir genin 35 bin ifadesi mevcuttur. Seçtiğimiz yaşam tarzı genlerimizin ne şekilde faaliyete geçeceğinin belirleyicisidir.

 

Ancak yaşam tarzında  yapılan olumlu yöndeki değişiklikler ile olumsuz bilgiler taşıyan genler pasif hale getirilip, olumlu bilgiler taşıyan genler çok daha aktif çalışır duruma gelebilmektedir. Ve bu süreç yalnızca sizin gündelik seçimlerinizde saklıdır…

 

Yani gündelik seçimlerinizle telomerlerinizi uzatmak ve epigenom faaliyetlerinizin nasıl olacağına karar vermek sizin elinizdedir. Sabah kalktığınızda güne kahveyle başlamak veya bir baharat çayı içmek... Bunu siz tercih edeceksiniz. Yaşam tarzınız genlerinizin davranış şeklini etkiliyor. Bu kadar basit aslında.

 

Well-aging bu demek. Yani gündelik seçimlerinizin bedeninize, ruh halinize ve zihninize ne yaptığının farkında olmanız. Hayatınızı uzun vadeli olarak düşünmeniz ve tercihlerinizi ona göre yapmanız. Demek ki gündelik yaşamımızda bedenimiz ve zihnimiz için yapacağımız bilinçli seçimler aracılığı ile “Sağlıklı ve Mutlu Yaş Alma Süreci”mizi başlatmak ve devam ettirmek tamamen bizim kontrolümüzdedir. Bu terim kronolojik olarak yaş alırken biyolojik olarak kendimizi her anlamda kronolojik yaşımızdan çok daha genç, dinamik, enerjik, dengede, iyi, neşeli ve mutlu hissetmek demektir.

 

Her anlamda dengeli bir hayat yaşamanın formülü nedir?

Ayurvedik yaşamın ana prensiplerini takip etmek...

 

Peki Ayurvedik yaşam biçimi nedir?

Ayurveda, kökeni Hindistan’ın Vedik kültürüne dayanan 5 bin yıllık bir doğal şifa sistemi olup, insanoğluna beşeri potansiyelinin üst sınırını gerçekleştirirken, her yönden dengede ve zinde kalmasına yardımcı olan bir bilgelikler bütünüdür.

 

Ayurveda’nın başlıca hedefi öncelikle kişinin ideal bünye tipini tespit etmek ve herhangi bir dengesizlik durumunda, dengesizliğin haberini veren belirtilerin kaynağını bularak, dengenin tekrar kurulması üzere geniş kapsamlı önerilerde bulunmaktır.

 

Ayurvedik Tıp ilminin kaynağı olan Vedik metinlerde insanoğlunun 3 ana bedenden oluştuğu açıklanmaktadır;

▪ Fiziksel beden

▪ Zihinsel beden

▪ Ruhsal beden

Ayurveda’nın üzerine basarak anlattığı kurgu, bütünsel sağlık ve zindelik halimiz için üç ana bedenimize de özen göstermemiz ve tüm bedenlerimizde denge yaratıcı ve besleyici gündelik rutinleri yaşamımıza katmamızdır.

 

Ayurvedik Yaşam Tarzı bilincimizi yükselten, genel sağlık halimize olumlu ivme kazandıran, yaşlanmayı geciktiren, gıda seçimi, aromaterapi ve sportif aktivitelerimize yön verme gibi faydalarının yanı sıra genel olarak yaşam kalitemizi yükselterek daha mutlu, daha huzurlu ve daha tatminkar olmamızı sağlayan etkileri barındırır.

 

Kişilere başlıca aşağıdaki konularda yaşam boyu rehberlik yapan bilgileri içerir;

▪ Beslenme tarzı ve ideal gıda seçimleri

▪ Yemek pişirme şekilleri ve baharat kullanımları

▪ Nefes teknikleri

▪ Meditasyon teknikleri

▪ Aromaterapi

▪ Masaj teknikleri

▪ Fiziksel aktivite seçenekleri

▪ Müzik alternatifleri

▪ Gündelik ve mevsimsel rutinler

 

Wellbeing olarak adlandırılan Bütünsel Sağlık yaklaşımında ise temel nokta; insanın sadece fiziksel beden sağlığı üzerinde durmayıp; duygusal, zihinsel ve ruhsal boyutlarının da sağlığın temel taşları arasında olduğunu göz önünde bulundurmasıdır. Çünkü bedenimiz kendi iç dinamiklerinde sürekli bir bilgi ve enerji alışverişi içerisindedir.

 

Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için neler yapabiliriz?

Bağışıklık sistemimizin merkezi, sindirim sistemindedir. Sindirim sistemi dengesi ve sağlığı, insanoğlunun bütünsel sağlığının garantisidir. Bedenimizdeki serotonin hormonunun en fazla üretildiği nokta kalın bağırsaklar olup, bu hormonun düzenli salgılanması bağışıklık sistemi açısından büyük önem taşır. Çünkü serotonin, melatonin hormonunun ham maddesi olur ve melatonin sonsuz geri dönüşümlü bir antioksidandır. O yüzden öncelikle sağlıklı bir sindirim sistemine sahip olmak gerekmektedir.

Bunun dışında bağışıklık sistemini yükseltmek için başlıca aşağıdaki pratik önerileri verebilirim:

▪ 24 saatlik ritmimize göre her gece 6-8 saat arası kaliteli uyku

▪ Düzenli olarak meditasyon uygulaması

▪ Doğada vakit geçirmek

▪ Keyif alacağımız fiziksel aktiviteleri yaşamımıza düzenli  dahil etmek

▪ Düzenli hareket etmek

▪ Bol bol gülmek ve kahkaha atmak (Vagus stimülasyonu sebebiyle bağışıklığı güçlendirir)

▪ Dinlenmek ve rahatlamak için kendimize alan ve zaman yaratmak

▪ Yaratıcılığı geliştirmek için muhtelif alıştırmalar yapmak

▪ Sahip olduğumuz yetenek ve imkanları ihtiyaç sahipleriyle paylaşmak

▪ Yüreğimizin heyecanını ve coşkusunu takip etmek

 

Kadim bilgiler ve batı tıbbı arasında nasıl bir bağ vardır?

Kadim Tıp Sistemi insanoğlunun sahip olduğu üç ana beden olan fiziksel, zihinsel ve ruhsal bedenlerinde eşzamanlı bir denge ve harmoni içinde olması gerektiğini belirtir ve tüm kurgusu bunun üzerinedir. Yani Kadim Tıp sistemleri olan Ayurveda ve Çin Tıbbı Bütünsel Sağlık kavramını kucaklar ve bu sistemler insan yaşamını etkileyen tüm faktörleri içinde barındırır.

 

Aslında genel yaşam kalitemiz Bütünsel Sağlık halimizin en açık göstergesidir. Bütünsel olarak sağlıklı olmaktan ancak hem fiziksel, hem zihinsel, hem de ruhsal açılardan eşzamanlı olarak dengeli, enerjik, dingin, mutlu, zinde, barışık ve huzurlu hissetmeye başladığımızda bahsedebiliriz.

 

Bütünsel Sağlık yaklaşımını klasik Batı tıbbından ayıran en önemli özellik, insanın sadece fiziksel beden sağlığı üzerinde durmayıp, duygusal, zihinsel ve ruhsal beden sağlığının da, sağlık halinin temel taşları olduğunu göz önünde bulundurarak, sadece sağlıklı beslenmeyi değil, bunun haricinde diğer bedenlerimizi besleyici uygulamaları da içinde barındırmasıdır.

 

Verdiğiniz eğitimlerden ve bu alandaki hedeflerinizden bahseder misiniz?

Yükselen Çağ Wellbeing Merkezi “İyi Ol, Mutlu Ol” sloganı çerçevesinde  “Kişisel ve Kurumsal Wellbeing Programları” yürütmekte ve yaşam kalitesini yükselten kadim bilgilerin ışığında hayatlarımızı stresten uzak, daha sağlıklı, farkındalıklı ve bilinçli seçimler yaparak yönlendirmemizin pratik yollarını paylaşmaktadır.

Merkezimizde; Chopra Center sertifikalı Meditasyon Eğitimi, Kadim Nefes Teknikleri Eğitimi, Wellbeing Eğitmenlik Eğitimleri, Ayurvedik Detoks ve Zayıflama seminerlerinin yanı sıra, yılda 2 dönem halinde 150 saatten oluşan Ayurvedik Yoga Terapist Eğitimleri sürdürülmektedir.

 

Ayrıca Gedik Üniversitesi çatısı altında ülkemizdeki ilk Wellbeing Uzmanlığı programını  açtım ve online olarak yürütüyorum. Bu da ülkemizin her köşesinden ve dünyadaki farklı noktalardan katılımcıların oldukça yoğun ilgi gösterdiği çok başarılı bir program oldu.

 

Tüm bunların yanı sıra “Şahsa Özel Ayurvedik Yaşam ve Wellbeing Danışmanlığı” hizmetleri ve ülkemizin en büyük şirketleri için “Kurumlarda Wellbeing ve İş & Yaşam Dengesi” programları da yürütüyorum.

 

Eğitim ve seminerlerimizi içeren yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere Ayurvedik Detoks Kamp programlarımız aktif olarak yapılmaktadır.

Ayrıca Yükselen Çağ Wellbeing Merkezi, Beden-Zihin Tıbbı çerçevesinde Türkiye’deki ilk bünye dengeleyici ayurvedik kişisel bakım ürünlerini de üretmektedir.


SPOR


GÜNDEM

Maraton İzmir’de Kibiwot ve Tagel şampiyon
Doğal Yaşam Parkı, 23 Nisan’da ücretsiz olacak
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nden 23 Nisan konseri
İzmir Maraton'da ödüller dağıtıldı
Konya'da KOSKİ'den teknoloji geçmişine yolculuk

SON DAKİKA