Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölüm öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Yıldız, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, "Sağlıklı şehirler; sürdürülebilir arazi yönetimi, güçlü ekosistemler ve bilim temelli planlama ile mümkündür" dedi. Prof. Dr. Yıldız, toprakların tarımsal kalkınma, ekosistem işlevleri ve gıda güvenliği açısından oynadığı kritik role dikkat çekti.
Prof. Dr. Yıldız, Dünya Toprak Günü'nün Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından 2014'te resmi bir uluslararası gün ilan edildiğini hatırlattı. "Tarımsal kalkınmada, gıda güvenliğinde ve ekosistem regülasyonunda topraklarımız sessiz müttefiklerimizdir" diyen Yıldız, çarpıcı veriler paylaştı: Gıdalarımızın yüzde 95'i topraktan geliyor, ancak dünya topraklarının yüzde 33'ü bozulmuş durumda. Sadece 2-3 cm'lik bir toprak tabakasının oluşması bin yıl sürebiliyor. Artan nüfus ve tarım arazilerinin konut amaçlı istilası, bu değerli kaynağa yönelik en büyük tehditler arasında.
2025 yılı Dünya Toprak Günü temasının "Sağlıklı Şehirler İçin Sağlıklı Topraklar" olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldız, kentsel toprağın genellikle göz ardı edilen temel bir unsur olduğunu vurguladı. Asfalt ve binaların altında kalan toprağın, yağmur suyunu emme, sıcaklığı düzenleme, karbon depolama ve hava kalitesini iyileştirme gibi hayati işlevleri olduğunu, ancak betonla kaplandığında bu işlevlerini kaybettiğini ifade etti. Sağlıklı toprakların, iklim dirençli şehirlerin temelini oluşturduğunu söyledi.
Prof. Dr. Nesrin Yıldız, sağlıklı kentsel topraklar için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: Geçirgen yüzey kullanımını artırmak, "toprak koruma odaklı" imar planları geliştirmek, üst toprağı yapılaşma sırasında korumak ve kentsel tarım alanlarını desteklemek. Erozyonu önlemek için eğimli alanlarda teraslama yapmak, toprak organik maddesini kompost ve malçlama ile artırmak, kirliliği izlemek ve kimyasal kullanımı sınırlandırmak da hayati önlemler arasında. Kent ormanları, yeşil koridorlar, yağmur bahçeleri ve bilimsel toprak haritalandırma çalışmaları diğer önemli adımlar olarak öne çıkıyor.
Yapılan araştırmalara göre, kentleşmenin artması doğal kaynaklar üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Prof. Dr. Yıldız, Erzurum örneğini vererek, kişi başına düşen aktif yeşil alanın 2,28 metrekare olduğunu ve mavi-yeşil altyapı bileşenlerinin yetersizliğini belirtti. 2050'ye kadar nüfusun yüzde 70'inin şehirlerde yaşamasının beklendiğini hatırlatan Yıldız, tüm paydaşların sürdürülebilir toprak yönetimi için disiplinlerarası bir yaklaşımla çalışması gerektiğini vurgulayarak, Dünya Toprak Günü'nü kutladı.