google-site-verification=8SKVZvCgNq15inzikTP1VfTBOYQ81urWn55KV6iqqtw
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği (TDED) Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş, Türk Devletler Teşkilatı'nın 34 harflik ortak alfabe çalışmasını desteklediğini belirtti. Ancak, dil birliğini sadece alfabe birliği olarak ele almanın Türk birliğine beklenen faydayı sağlamayacağını vurguladı. Ertaş, coğrafya, ülke ve halk ayrımı yapılmaksızın, büyük Türkçe lügatin tek bir eser olarak ortaya konması gerektiğini ifade etti.
TDED Erzurum Şube Başkanı Murat Ertaş, açıklamalarına şöyle devam etti: "Köklü tarihiyle, İslam'la ve diliyle barışık dilbilimcilerin bir an evvel, Türkçemizin büyük lügatini yazması gerekmektedir. Kur'an'ın terbiye ettiği Türkçe, maalesef 19. ve 20. asırda dünya siyasi tarihinde yaşanan olaylar nedeniyle bir parçalanmışlık yaşamıştır. Terminoloji kaosuna sürüklenen Türkçe dilim dilim doğranmıştır: Anadolu Türkçesi, Rumeli Türkçesi, İstanbul Türkçesi, Osmanlı Türkçesi, Türkistan Türkçesi, Türk Lehçeleri, Türk Ağızları..."
Ertaş, Türk devletlerinde ve halklarında son yüz yılda sıkça yapılan elifba/alfabe değişiklikleri ve arayışların bu kaosu derinleştirdiğini kaydetti. Kiril ve Latin alfabeleri gibi alfabelerin ve harf sayılarının, "ses bayrağımız" dediğimiz Türkçenin seslerini eksiksiz göstermekten uzak kaldığını belirtti. "Türk'ün ruhuna, mana ve hikmetine güncel alfabeler dar gelmektedir" diyen Ertaş, büyük Türk milletinin zengin söz varlığının, güncel sözlük, derleme sözlüğü, ağızlar sözlüğü, lehçeler sözlüğü gibi çalışmalarla derlenip toplanmaya çalışılırken aslında iyice parçalandığını savundu.
İstanbul'da 20. asrın başında çıkan başta "Sebilürreşad" olmak üzere tarihi, siyasi ve edebi mecmuaların Kuzey Afrika'dan Balkanlar'a, Anadolu'dan Türkistan'a tüm Türk coğrafyasında kolayca okunabildiğini hatırlatan Ertaş, "Gaspıralı İsmail Bey'in 'dilde, fikirde, işte birlik' ideali, bu bütünlüğün bozulmaya başladığı dönemde bir toparlanma ve kadim medeniyeti hatırlama refleksiydi" dedi.
Ertaş, "O vakit, ne yapılmalı? Türkçemize yeni libaslar, isimler bulma arayışını kenara koyup asrın başındaki kelime ve ses varlığımızı, günümüzdeki kelimeleri ekleyerek Kaşgarlı Mahmud'un 11. asırda yaptığı gibi 'BÜYÜK TÜRKÇE LÜGAT'i bir an evvel hazırlamalıyız" ifadelerini kullandı. Bunun için Latin alfabesine, ses varlığını eksiksiz gösterecek harfler eklenmesi ve derleme/tarama sözlüklerine kovulan kelimelerin bu lügate taşınması gerektiğini söyledi. Türkçenin Afrika, Balkanlar, Anadolu, Kafkasya, Türkistan'daki söz ve ses varlığının tek bir lügatte toplanması gerektiğinin altını çizdi.
Ertaş, "Bugün bize 'dünya dili, bilim dili' dayatılan ve buna inanmamızı bekleyen cahil aydınlarımıza şunu sormak isterim: İngilizce neden bölük pörçük değil! Dünyanın her yerinde İngilizce ses ve kelime varlığı büyük oranda aynı. İngilizce sözlükler aynı... İngilizce dünyada Türkçe gibi ağız, lehçe, yerel, bölgesel gibi kelimelerin prangalarına vurulmuş mudur?" şeklinde konuştu.